Edep ve Adap

Edep ve Adap
  • 3Dakika
  • 707Kelime

Edep teriminin ilk aklımıza gelen anlamı “gelenek, görenek, ahlâk” tir. Bunun yanışına İslam kültüründe çeşitli mevkiler, meslek ve sanatlar; eğitim ve öğretim; tasavvuf ve tarikat; ilmî araştırma ve tartışmalar; ibadet, dua ve Kur’an okuma gibi dinî faaliyetler; yeme içme, giyim kuşam, temizlik vb. günlük meşguliyetler içinde kullanılır. Ayrıca her türlü sosyal ilişki ve hayatın diğer bütün alanlarına dair bilgiler ve en uygun davranış tarzları için kullanılan son derece geniş kapsamlı bir terim haline gelmiştir. Şüphesiz bütün bu konularda en ideal örnek Hz. Muhammed kabul edilir.

Bunun tam aksine İnsanın kişisel görüşünden bağımsız yönüne hitap eden bilim ahlaktan yoksun ahlak dışı mekanik insanı oluşturmaktadır ki bu çaba sonuçsuz bir çaba olarak bütün açıklığı ile karşımızdadır.

Bu aslında sömürü medeniyetinin oluşturmak istediği mekanik bir uygarlıktır.
Yaşanılması arzu edilen mekanik uygarlık insanın kültür dünyası açısından gönle ‘edebi hayat umudunu aşılayabilecek dini inanıştan uzak kaldığı için asla insana mutluluk getiremeyecektir.

Bu durumda günümüz insanının karşı karşıya kaldığı bunalımın ana sebebi bu olmaktadır. Zira mekanik bir uygarlığın ferdi, değerlendirme ve anlamlandırma yetisini artık yitirmiş demektir.

Bu durumda insanlık bir hazine değerinde olan (İrfan, Hikmet’i) kaybetmektedir. Bu durumda insan başkaldırmayı, üstün değerleri yok saymayı inkâr ederek Tanrıtanımaz bir yok oluş uçurumuna yuvarlanmaktadır.

Mekanik uygarlığın fertleri insana benzese bile duygusuz, tefekkür kavramından bihaber, merhamet, şefkat, muhabbet, hak ve adalet kavramlarından yoksun mamul olarak üretilmiş bir varlık olarak asli gayesinden uzaklaştırılmış asla insan denemeyecek bir frankeştayn haline getirilmiştir. Bu aslında insan nesline yapılacak en büyük kötülüktür. Tarih sahnesi bunun örnekleriyle doludur ve günümüz bundan da eksik değildir.

Oysaki insan yaratıcısı tarafından mekanik olarak yaratılmamıştır mayasında şükür ve had bilme vardır.

Oysa İnsanın sahip olması gereken İlim edeple kemale erer. Yaratıcısını keşfetme bilinci edeple söz konusudur. Edeple yapılan yolculuk insanı yaratıcısına ulaştırır. Bu yüzden tasavvuf yolunda

“Edep Yâ Hû ! ! !” düsturu karşımıza çıkar.

Edep kelimesinin çoğulu olan adap terimi İslam dininin her Müslüman için gerekli gördüğü bir ahlak sınıfıdır.

Yaratıcısına ulaşan insanda yaratıcısından edep ve adap konusunda ne yapması gerektiği konusunda emirler verilir.

Mesela (Hucurat-2)’de “Ey iman edenler! Seslerinizi, Peygamber’in sesinin üstüne yükseltmeyin. Birbirinize bağırdığınız gibi, Peygamber’e yüksek sesle bağırmayın, yoksa siz farkına varmadan işledikleriniz boşa gider.” diye uyarılmıştır.

Adap, her şeyi yerli yerince yapmaktır. Bunun yolu da, bütün fikir ve fiillerde edep abidesi, Hz. Resûlullah (s.a.v) Efendimize uymaktan geçer. Bütün Allah dostları, Hak yolunda ne elde etmiş iseler, Efendimizin edebine uyarak elde etmişlerdir.

Unutulmamalı ki herkes edebi kadar akıllı, aklı kadar şerefli, şerefi kadar kıymetlidir.
Sözün edebi, makama uygun söylenmesidir.
Fiilin/işin edebi, makama uygun davranmaktır.
Edeplere riayet etmeyen, imanını kaybetme tehlikesi ile karşı karşıya kalır.
Küfür sarmalı ile kuşatılmış sömürü medeniyetinin oluşturmak istediği mekanik bir uygarlığın kölesi olmaktan kurtulmanın yolu Adap sahibi olmaktır. Adap sömürü medeniyetinin panzehiridir.

İnsan olmanın zirvesi kâmil bir insan kıvamına ulaşmaktır. Bu olgunlaşmanın en uç noktasıdır.

Kamil insan ise mekanik bir uygarlığın ferdi olarak değil, felsefileşmiş bir medeniyette edep ve adaba riayet etmekle mümkün olunur.

İnsanlığın yegâne kurtuluşu da budur.

0
0
0

Total
0
Shares
Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Related Posts